Tribal Worldwide Istanbul’daki stajımın hikayesi aslen geçmiş tarihlere dayanır, ben oraya çok önceden kafamda başlamış ve olayı teoride halletmiştim, daha bölümdeki ilk zamanlarımdan orada staj yapacağıma inancım ve motivasyonum tamdı şöyle ki üst devrelerimin oradaki stajları ve yaptıkları ile deneyimledikleri beni buna kilitlemişti, 3. sınıf gelip çattığında kişisel gelişimime, çok yönlü ilerleyişime ve sivrilmeye, her alanda her koldan her cepheyle zaferlere tutkun olduğumdan daha sene başında Facebook’tan “o staja gireceğim” dedim ve aylar sonra o paylaşımımı “girdim” şeklinde editlemek nasip oldu.
Tribal deneyimimi muhteşem kılan unsur harika insanlardan oluşan mükemmel bir ekibe denk gelmemdir. 'Yaratıcı Grup Başkanı’m şarkın ve garbın group head’i alfalar alfası copywriter-ı azam Sanlı Kayabölen kesinlikle sektördeki daimi idolüm, mesleki kutbum, kariyer kutup yıldızım ve kanaat önderim oldu, umarım hayat, kozmos ve meslek/kariyer artık her neyse yine onunla çalışmayı nasip eder bir gün ki içimdeki Sanlıcı hareket bunu başarmak için daima çalışacak, yine Alican Kılıçoğlu gibi nev-i şahsına münhasır, daima örnek alıp hatta itiraf edeyim imrenip özendiğim son derece yetenekli muazzam birini ‘abi’ olarak görüp benimsememdir, stat abi-Selçuk abi- var bir de ki dijital mecraların ve sosyal medyanın modern zamanların yeni medya şövalyesi olarak ondan da sosyal medya bazında dijital reklamcılık anlamında çok ilham aldım onun kadar başarılı olabilirsem bir gün umarım onun kadar kalender ve efendi kalabilirim.
Hakan İhtiyaroğlu var yine aynı ekipte ki bu yıldızlar takımı gibi oluşumun bir parçası olması ve son yayımlanan listede “30under30” olması sanırım ne kadar iyi olduğunu açıklıyordur. İşte böyle bir atmosferde gerçekleşen ilk stajım bana sektörü daha da sevdirdi ve her brief her toplantı tekrar tekrar sektöre işime mesleğime kalemime aşık etti, fikirlerimse çoğu zaman macbook’un üstüne-kasasına- kalemle yazmamı gerektirecek kadar heyecan vericiydi ve bu dev ekip bu muazzam ajans heyecanımı arttırıyordu, çoğu zaman ajansa ilk giren son çıkanlardan olurdum ajansı öyle seviyordum işe öyle meftundum ki alarm kurmadan 7’de uyanır koşarak gider gidince orada saatin nasıl geçtiğini anlamazdım. Kısaca “çok sevdik be abi” Tarkan şarkısı tadında günlerle geçen Tarkan albümü tadında bir stajdı diyeyim siz anlayın, yani Tribal “sen başkasın”. Fakat her güzel şey gibi bu staj da “kuzu kuzu” bitti, 'acaba'larla girdiğim yerden az zamanda çok kazanımla iyi deneyimle ayrıldım ve 'ben daha yeni başlıyorum' modundayım o ruhu kazandıran ajansıma minnettarım.
Sıfatlar değişir, ajanslar, ekipler, bakılan markalar, mecralar, portfolyolar, ödüller, seneler her şey değişir, “baki kalan bu kubbede bir hoş sada”dır, umarım Tribal’da ben de onlara iyi izlenim bırakabilmişimdir ve dost edinebilmişimdir gönüllere girebilmişimdir. Artık yeni maceralara atılma ve yeni zaferler kazanma vaktidir, “seyahatler çekiyor içim” ve sonuçta “yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi” umarım bundan sonraki serüvenlerim ve sektör maceram da kaliteli geçer. Stajyer devrelerime selamlar sevgiler.
Bu arenada omuz omuza da karşı karşıya da mücadele etsek reklamcı ruhumuz, içimizdeki çocuk ve mücadele azmimiz ile parlayan fikirlerimiz daim olsun. Elbet bir gün buluşacağız…
