Reklamcılık Bölümü | Kadir Has Üniversitesi
Gurur Tablosu
Reklamcılık Bölümü | Kadir Has Üniversitesi

Natali NURNUR

 

 

 

 

 

 

 

Üniversite’de reklam okuyan öğrenciler ikiye ayrılır: küçüklüğünden beri reklam izleyen, bile isteye gelenler ve “abi reklam havalı geldi kulağıma ondan seçtim bu bölümü” diyenler... Eğer ikinci tayfadansanız ya üniversite hayatınız boyunca kendinizi bulup sektörün belirli dallarından birine yöneleceksinizdir(umudunuzu kaybetmeyin) ya da mezun olup baba mesleğini devam ettireceksinizdir. Ben öyle gördüm en azından. Ben ilk kategorideydim. Ortaokulda bir münazarada “Reklam satışı etkilemez” konusunu  deli gibi savunup yenildikten sonra reklam dünyasına olan ilgim başladı ve beni Kadir Has Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’ne kadar getirdi. Bölüme başlamamla Atölye’ye başlamam da bir oldu. 4 yıl boyunca gerek projeler, gerek yarışmalar sebebiyle atölyeye gidip gelmeye başlasam da 4 yıl boyunca okulda en çok vakit geçirdiğim yer oldu. Yalan yok, kan-ter-gözyaşı ile geçen bir eğitim süreci ancak bu kadar rahat yaşanabilirdi.

 

Atölyede  kendine özel battaniyesi  olan bir mezundan tavsiyeler:


-İlk başladığında çok heyecanlı olacak aklına her geleni söylemek isteyeceksin, zamanla hocalarından ve arkadaşlarından alacağın yorumlar cesaretini kırmaya başlayabilir. Buna izin verme ve fikirlerindeki problemleri “dinle”, sormaktan ve duymaktan korkma.


-İngilizce’ne önem ver. Dersleri geçiştirmek için değil kendine yatırım yapmak için İngilizce’ni geliştir. Bir festivalde dünyanın önde gelen reklamcılarından birini dinlerken robot gibi bir kadının tercümesini dinlemek istemezsin herhalde...


-Atölyenin kıymetini  bil. (Final dönemi yemekhanede ekmek poşetlerinin üstünde uyuyan öğrencileri görünce anlayacaksın zaten.)


-Yarışma süreçlerini kendin kovala,  takım arkadaşlarını iyi seç, yarışma süresince sadece kendine düşen kısımdan değil, her şeyden sorumlusunuz unutma, unutturma.


-Yarışma sürecinde bulduğun her 5 fikirden 5’i reddedilecek. Hocalarını ve kendini dinle, yeniden üret her 10 fikrinden 9’u reddedilsin. Bu işler böyle bunu ne kadar çabuk kabul edersen o kadar hızlı fikir üretmeye, fikir yedeklemeye başlarsın.


-Ve bu süreçte, ASLA FİKRİNE AŞIK OLMA. Üzülürsün, takılırsın, üretemezsin. MOVE ON. Hepsi senin bebeklerin... 🙂


Son olarak, her yarışmayı kazanamazsın belki ama bir sonrakine daha iyi hazırlanabilirsin. Hiçbir şey boşa değil, ben 5 yarışmaya başvurdum belki de bugüne kadar, 2 sinden ödül kazanabildim. 
Sektör deneyimim fazla yok bir babanın iki kızından biri olarak babamın işlerini de öğrendiğim için fazla staj yapmaya vaktim olmadı. Şu an BRICK reklam ajansında Creative Strateji stajı yapıyorum. O da ne ya dersen, kreatif süreçte de üstünde çalıştığım stratejik çözümler buluyorum.

 

Sektör hakkında söyleyebileceğim bence en önemli şey:
“Staj yaptığın, çalıştığın yeri seç.”


Sadece ismi var diye bir yere başvurma, kimle çalışıyorsun, nasıl bir ajans yapısı var öğren. Maalesef reklam sektöründe ajans içi yapılar çok karışık ve insani muameleden uzak, bunu kabul edelim. Çalıştığın yerde mutlu olmazsan üretemezsin, bu kadar basit! :)