Güney Kore insanı o kadar sıcaklar ki… Hele Türk olduğunuzu öğrendiklerinde iki katı sıcak kanlı ve ilgili davranıyorlar. Bir ay gibi kısıtlı bir zamanımız olduğu için elimizden geldiğince gezdik,gezdik,gezdik… Zaten gitmiş olduğumuz program sayesinde haftanın iki günü çeşitli etkinliklerimiz vardı. Hemen hemen bütün tarihi yerleri gezdik, ünlü gösterilerini izledik, eğlence merkezlerine ve partilerine gittik. Geri kalan zaman dilimindeyse kendi yaptığımız plan çerçevesinde Seoul’ü dolaştık. Okulla beraber yapmış olduğumuz gezilerde geleneksel Güney Kore yemeklerini tattık. Bambaşka bir damak tadları olduğu için yemek konusu biraz sıkıntılıydı ama halledilmeyecek bir şey değildi.
Özellikle Güney Koreli arkadaşlarımız ev sahibi olmanın etkisiyle inanılmaz yardım sever ve ilgililerde. Birçok ülkeden bambaşka bir sürü tam bir kültür buluşmasıydı. Hollanda, Amerika, Rusya,Kırgızistan, İngiltere, Japonya daha unuttuğum birçok ülke… Harika insanlar, harika arkadaşlar.
Derslerimize giren profesörler dünyanın en iyi okullarından gelmişlerdi. Derslerin ilk iki günü birazcık zorlansakta daha sonrasında farkına bile varmadan derslere katılır hale gelmiştk. Zaten siz katılmasanız bile hocalar sürekli ülkeniz, yaptıklarınız üzerine sorular sorarak sizi derse katıyorlar.
Benim için hayatımın en mükemmel deneyimiydi. Havaalanına giderken ayaklarım geri geri gidiyordu. Kesinlikle ama kesinlike herkesin tatması gereken bir his.
HAZAL KAYA